Un ufak ayaklarını soyup, çıplakça boyaya
batırdım.
Yürümeye başladığında, hayatımın tam orta
yerine, adım adım izlerini bıraktı. Olgusunu bilmeden soluduğu dünyanın havası,
onu zehirler diye korkardım. Minicik parmaklarının kıvrımları deli fırtınalar
estirdi ruhumda.
Henüz aydınlanmamış dünyası, bir kaç parça
nedenini bilmediği gözyaşları vardı. Oysaki gülüşü, huzurun, umarsızlığın
habercisinden bahseder gibiydi...
Bembeyaz tenine değen en ufak detaylar, al
al delil bırakırdı. Gözlerinin içindeki tanımamışlık, bilmemişlik bakışları,
acıma duygumu tetiklerdi ruhumda. Oysa o her geçen gün yaşayıp tecrübe
edeceklerinden bi haberdi. Biliyordum aslında; her geçen gün koşup yürüyecek,
düşüp kalkacak ve her canı yandığında, ufacık bir öpücükle iyi olacaktı.
AMA
ŞİMDİLİK.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder