Soyut
olmak gibi yaşamak bazen... Sonsuzluğa açılan kapılardan geçer
gibi bir anda hiç olmamış olmak. Tohumlarını topladığın
ağacın yeniden yeşerip besin verebileceğine inanmak.
Koyu
gri bir gömlekte bembeyaz dikkat çeken kol düğmeleri bazen sizin
de canınızı yakmıyor mu?
Her
gördüğümde lanet ediyorum bu saf ve temiz hayatı griye çeviren
herşeye. Nedensiz yere hiçe sayılan iyilikler, boş yere kırılmış
ve tamiri olmayan kalpler diyarına dönüşüyor bu duvarlar.
Koskoca
dünya, neden ve niçin sığamadığımıza dair hiçbir fikrim yok.
Kopuk kopuk hayatlar; tahta bacaklı bir sandalyenin bizim
külfetimizi ne kadar taşıyacağına bağlı işte... Uçsuz
bucaksız bir yolda yürür edalarında yaşam tarzları dikkatimi
çekiyor bazen, içten içe gülümsüyorum.
Garip
olan tek şey sahip olduğunuz bunca mülk, kılıfına uydurup
edindiğiniz tarz kıyafetler tek bir musalla taşının sizi
taşıması için bile olsa da fazla değil mi sizce de?